Haberler

Lise Öğrencimiz Simay Yüksel Moleküler Biyoloji Alanında Patent Alarak Gururumuz Oldu

 

Simay Yüksel Lab 37

TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi 12. sınıf öğrencisi ve Moleküler Biyoloji Kulübü’nün kurucusu Simay Yüksel, nörodejeneratif hastalıkların teşhisinde kullanılmak üzere geliştirdiği ‘Epigenetik Tabanlı Bir Yapay Zeka Modeli’ çalışması ile Türk Patent ve Marka Kurumundan resmi patent numarası alma başarısı gösterdi.

Türkiye'de 18 yaş altında patent numarası almaya hak kazanan az sayıdaki öğrenciden biri olan Simay Yüksel, uluslararası patent platformunda da ismini duyurarak gurur kaynağı oldu.

Simay Yüksel ile geliştirdiği model, patent alma süreci ve gelecek planları üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Simay, kısaca bize kendini tanıtır mısın?

İsmim Simay Yüksel. Okulumuzun IB (Uluslararası Bakalorya) Programında okuyan burslu öğrencilerindenim. Aynı zamanda TED Moleküler Biyoloji Kulübü’nün kurucusuyum. Kulüp olarak 60’a yakın üyemizle birlikte profesörlerle söyleşi, bilim gezileri, ulusal yarışmalara katılma, proje geliştirme ve araştırma yazıları yazma gibi çeşitli aktiviteler gerçekleştiriyoruz. Geçen seneki gibi bu yıl sonunda da dergi sayısı çıkarmayı planlıyoruz. İleride moleküler biyoloji odaklı bir kariyer planlıyorum.

Nörodejeneratif hastalıklar konusunda bir proje geliştirme fikri nasıl ortaya çıktı?

Hem nörobiyoloji hem de moleküler biyoloji alanlarına ortaokuldan beri ilgim vardı aslında. Küçüklüğümden beri insan psikolojisini anlamaya çalışan ve merak eden biri olmuşumdur. Son dönemlerde ise nörodejeneratif hastalıklar konusu odak noktam oldu.

Frontotemporal demans, Alzheimer, Parkinson, ALS, Huntington gibi nörodejeneratif hastalıklar sadece yaşlıları etkiliyor gibi görünse de aslında yediden yetmişe birçok insan dünya çapında bu tür hastalıklardan etkileniyor. Tıp ve teknoloji alanlarındaki gelişmelere rağmen özellikle bu nörodejeneratif hastalıkların görülmesindeki artışın devam ettiğini gördükten sonra ‘bu sorunu nasıl çözebilirim’ diye düşünerek konuyu daha detaylı araştırmaya başladım. Araştırmalarım sonucu gördüm ki; her ne kadar bu alanda yapılan araştırmalar artmış olsa da hastalıkların anlaşılmasında hala yetersiz kalmakta ve günümüzde bu hastalıkların herhangi bir kesin tedavi yöntemi bulunmuyor. Semptomların baştaki süreçlerde belirgin gözlemlenmemesi de bu hastalıkların erken teşhisini zorlaştırıyor.

Ben de yapay zekanın ilerleyişinden hareketle, nörodejeneratif hastalıkların erken teşhisinde yapay zekadan yararlanabilir miyiz diye merak etmeye başladım. Sonrasında iki arkadaşımla birlikte takım olarak, epigenetik tabanlı bir yapay zeka modeli geliştirdik. Bu yapay zeka modeli ile daha öncesinde belirttiğim beş nörodejeneratif hastalığın epigenetik tabanlarını modelimize yükleyerek o epigenetik verilere göre de ‘hastanın bu hastalıklara ne kadar yatkınlığı var ya da risk oranı ne kadar’ gibi verileri elde etmeyi planlıyoruz. Bu sayede erken teşhisin konmasını ve erken bir noktada gerekli süreçlerin başlatılmasının sağlanmasını hedefliyoruz.

Ailede ya da çevrende bu hastalıklardan etkilenmiş biri var mıydı?

Hayır, aslında moleküler biyoloji ve nörobiyoloji gibi alanlara ilgim olduğu için bu konuya yöneldim. Günümüz global sorunlarından biri konumunda olan nörodejeneratif hastalıkların yönetim sürecinde karşılaşılan sorunları minimuma indirerek bu alana katkı sağlamak istedim.

Yapay Zeka Modeliniz ile patent alma sürecini bize özetler misin?

Proje fikri ilkbahar aylarında ortaya çıktı ve iki arkadaşımla birlikte yazın modelimizi geliştirmeye başladık. Projemi hazırladık ve öncelikle Türk Patent ve Marka Kurumuna başvurduk. O başvurunun birtakım prosedürleri var, onlara uygun olarak diyagram ve şemalarla projemizi açıklayan dokümanı kuruma gönderdik ve 2023 yılının Kasım ayı sonunda da uluslararası geçerliliği olan patent numarasını aldık.

Patent numarasını aldıktan sonra seninle iletişime geçen bir kamu kurumu ya da özel şirket oldu mu?

Patent numarası çok yeni o yüzden henüz herhangi bir talep gelmedi; ancak tabi ki yetkili kurumlarla ve özel şirketlerle görüşerek projemi geliştirmek ve büyütmek isterim.

Gelecek planların neler? Hangi üniversite ve bölümde okumayı hayal ediyorsun?

Bölüm belli aslında, moleküler biyoloji. Üniversite olarak yurtdışını hedefliyorum. YKS sınavına da gireceğim ancak öncelikli olarak yurtdışına hazırlanıyorum. ABD’deki üniversitelere başvuru sürecim devam ediyor.

Gelecekte kendi alanımda daha çok araştırma ağırlıklı ilerlemeyi hedefliyorum. Hem laboratuvar çalışmaları hem de girişimcilik anlamında ar-ge yapmaya ve proje geliştirmeye odaklanmak istiyorum. Asıl amacım bilimine ve insanlığa katkı sağlamak. Bunu da günümüz sorunlarına bilimin ışığında inovatif çözümler bularak ve geleceği daha sürdürülebilir bir hale getirerek gerçekleştirmeyi hedefliyorum.

Çocukken hangi mesleği hayal ediyordun?

Küçükken bana “büyüdüğünde ne olmak istiyorsun” diye sorduklarında, ben hep “bilim insanı olmak istiyorum” derdim. O zaman bana gülerlerdi; ama ben hala tutku ve azmim doğrultusunda hayallerimin peşinden gittiğimi ve bilim insanı olma yolunda ilerlediğimi düşünüyorum açıkçası.

Doktor olmayı düşünmedin mi hiç? Ailede doktor var mı?

Aslında ailede doktor olmasına rağmen bu mesleği hiç istemedim. Babam diş hekimi, halam doktor. Yazın başarı burslu olarak Oxford Üniversitesi’nde tıp ile ilgili bir yaz okuluna katılma imkanı bulmuştum. Bu yaz okulunda da tıbbın bana çok hitap etmediğini daha iyi tecrübe ettim.

İdolün olarak gördüğün bilim insanları var mı?

Çok var aslında ama böyle sorunca ilk aklıma Aziz Sancar geldi. Kendisi çok saygıdeğer bir bilim insanı. Biyokimyager olarak çalışmaları benim ilgi alanlarımla da örtüşüyor. Kendisinin disiplini ve adanmışlığı beni çok etkilemiştir. Zor koşullar karşısında hiçbir zaman vazgeçmemiş ve tüm engelleri kaldırmış bir insan. O yüzden çok ilham verici geliyor bana.

 

Son DüzenlenmeSalı, 16 Ocak 2024 10:40