Haberler

Şair Ataol Behramoğlu ile Büyük Buluşma

 



 

Modern Türk şiirinin mihenk taşlarından şair, yazar ve çevirmen Ataol Behramoğlu’nun, 2016-2017 eğitim-öğretim yılı boyunca TED Okulları’nda gerçekleştirdiği söyleşi ve şiir dinletilerinin finali TED Ankara Koleji’nde yapıldı. Daha önce 19 TED Okulu’nu ziyaret eden Behramoğlu, “Büyük Buluşma” olarak adlandırdığı okulumuzda gerçekleştirilen etkinliklerde 7’den 70’e Kolejlilerle bir araya gelerek, yaşama, öğrenmeye, özgürlüğe, çocukluğa ve şiire dair duygu ve düşün dünyasını bizlerle paylaşarak şiirlerini okudu, kitaplarını imzaladı.

Söyleşilerin ilkini Lise öğrencilerimizle konferans salonunda gerçekleştiren Behramoğlu, “Öğrenmek bir sevinçtir.” cümlesi üzerinde durarak “Öğrendiğiniz şey ne olursa olsun sizi, daha çok siz yapar. Daha çok insan olmak diye bir kavram düşündüm kendimce. İnsanlık tarihi nasıl bir süreçse, donup kalmış bir şey değil de bir oluşumlar zinciriyse, insan hayatı da öyledir. Durduğu yerde durmaz. Edebiyat, fizik, kimya, biyoloji, beden eğitimi, müzik, sanat, her öğrenme alanının, her bilgi alanının insan olma macerasında yeri var. Bu maceraya hakkını vermek için öğrenmemiz lazım.” dedi. Şiir olgusunun özelliklerini ise şöyle açıkladı: “Genel olarak biz kavramlarla düşünürüz. Şiirde de kavramlar vardır. Bütün kavramları bir arada düşündüğünüz zaman bir imge ortaya çıkıyor. Şiir kavramları, sezgileri, duyguları, resim sanatını, müzik sanatını buluşturan bir söz sanatı. Hepimizin insan olarak ona ihtiyacı var.” 

İkinci söyleşisini Ortaokul öğrencilerimizle amfi tiyatroda gerçekleştiren Ataol Behramoğlu için öğrencilerimizin de bir sürprizi vardı. Şairin şiirlerini ve şiirlerinden bestelenmiş şarkıları seslendiren öğrencilerimizin sunumu ilgiyle izlendi. 

Söyleşide çocukluk dönemini ve şiir hayatın neresinde sorusunu ele alan Behramoğlu, “İleri yaşlarda çocukluğunuzu unutuyorsunuz. Aslında unutmamak lazım. Ergenlik ve çocukluk arasındaki süreçlerde en derin şeyleri düşünüyorsunuz. Zamanda derinleşmek, bir anda derinleşmek, duygusal, düşünsel olarak derinleşmek önemli.” dedi. Öğrencilerimize, “Şiir insan hayatının neresinde? Neden hayatımızda çok yer tutmuyor? sorularını yönelterek bir süre onlarla sohbet etti. Daha sonra Ortaokul öğrencilerimizin edebiyat ve şiire dair hazırladıkları soruları yanıtladı.

Akşam saatlerinde amfi tiyatroda velilerimiz ve öğretmenlerimizle söyleşi, şiir ve müzik dinletisi için bir araya gelen Ataol Behramoğlu’na müzisyen Haluk Çetin eşlik etti. TED Okulları’na gerçekleştirdikleri ziyaretler sonucunda çocuklarla birlikte olmanın kendilerine kazandırdığı deneyimlerden ve anılarından bahseden Ataol Behramoğlu, TEDizm diye bir kavram geliştirdiğini belirterek bu kavramın aydınlanma, Atatürk ve devrimlerini içerdiğini ifade etti.

Son şiir kitabına ismini veren “Bir çocuğa layık olmak” şiirini okuyan Behramoğlu, velilerimizi ve öğretmenlerimizi bu konu üzerinde düşünmeye davet etti. Bu kısa söyleşinin ardından şair Behramoğlu ve müzisyen Haluk Çetin, şiir ve müzik dinletisi ile dinleyenlere unutulmaz bir akşam yaşattı.

“Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” adlı şiiri ülkemizde yaşama kültürünün öncüsü olarak nitelediği Mustafa Kemal Atatürk’e ithaf ederek dinletiyi sonlandıran Ataol Behramoğlu’na ve Haluk Çetin’e teşekkür plaketi sunan Genel Müdürümüz Sevinç Atabay, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, bir Cumhuriyet meşalesi yaktı. Biz de sizi o meşalenin içinde ağırladık. Onun anısına meşalenin bir alevini de size veriyoruz. O meşale hiç sönmeyecek. TED Kolejleri olduğu sürece o meşale aydınlatmaya devam edecek.” dedi.

18 Mart'ta ilkokul öğrencilerimizle bir araya gelen Ataol Behramoğlu'na öğrencilerimiz heyecanla hazırladıkları "Bir çocuğa layık olmak nedir?" sorusunun sorulduğu okul röportajlarını, kendisine hitaben yazdıkları mektupları, şiirlerinden derledikleri dinletiyi sundular ve kendi yazdıkları şiirlerden oluşan bir kitap hediye ettiler.

Sunumu beğeniyle izleyen şair, öğrencilerimize teşekkür ederek "Bebeklerin ulusu yok" adlı şiirinin ortaya çıkış hikayesini anlattı. Başka bir ülkede gördüğü bebeğin ağlayışını kızının ağlayışına benzettiğini belirterek "O kadar çok önyargılarla yaklaşılıyor ki Eskimo bebek, Afrikalı bebek birbirinden farklıdır, diye. Değil. Genetik özellikler tabii biri esmer, biri sarışın ama bebek dünyaya geldiğinde akciğerlerine çarptığında hava, çıkardığı ses aynı. Sonra değişiyorlar. Sonra insanlar bulundukları çevreye göre, aileye göre, ulusa göre şekiller alıyorlar, değişiyorlar ama bebeklerin ulusu yok. Bebekler en yalın anlamıyla insandır." dedi. Daha sonra öğrencilerimize beğendikleri bir şiiri okutarak onlarla birlikte şiirde anlam arayışına çıkan Behramoğlu, söyleşiyi bir şiir okuyarak sonlandırdı.

 
Son DüzenlenmePerşembe, 18 Mayıs 2017 12:12